Cumhuriyet muharrirleri Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu‘nun yayımladıkları ‘SS’ kitabıyla bir çocuğa cinsel istismarda bulunmakla suçlanan iş insanı Sadullah Alagöz‘ün çok sayıda devlet yetkilisiyle çekilen fotoğraflarını ortaya çıkarmıştı.
Skandalla ilgili olarak Cumhuriyet‘in internet sitesinde yayımlanan bir içeriğe Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı Bakan Yardımcısı İsmail Ergüneş‘in talebiyle erişim mahzuru getirildi.
Erişim mahzuru talebinde ilgili içerikte Ergüneş’in “iş hayatını, özel hayatını, toplumsal hayatını olumsuz istikamette etkileyerek kişilik haklarına ziyan verildiği” tez edildi.
Bu talep üzerine harekete geçen mahkeme, “Gazetemiz muharrirleri Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu’nun kitabı ‘SS’, tecavüz skandalını ortaya çıkardı: Fotoğrafla susturdu” başlıklı habere erişim pürüzü getirdi. İlgili haberde Alagöz’ün Ergüneş’i ağırladığı bir toplumsal medya paylaşımına yer veriliyordu.
İMA DAHİ YOKKEN…
Mahkemenin hususla ilgili erişim manisi kararı verdiği bir öbür yazı da yazarımız Terkoğlu’nun mağdur çocuk E.M.’nin skandalla ilgili tabirlerini köşesine taşıdığı “SS’deki mağdur çocuk konuştu” başlıklı yazısı oldu. Yazının engellenmesinin talep eden yeniden, Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı Bakan Yardımcısı İsmail Ergüneş’ti.
Erişim pürüzü talebinde de Terkoğlu’nun yazısıyla Ergüneş’in tekrar “iş hayatını, özel hayatını, toplumsal hayatını olumsuz tarafta etkileyerek kişilik haklarına ziyan verildiği” iddia edildi.
Oysa ilgili içerikte Bakan Yardımcısı Ergüneş’in isminin geçmesi şöyle dursun kendisini ima eden bir söz bile yer almıyordu. Buna karşın getirilen bu karar, baskı ve sansür uygulamalarında keyfiliğin geldiği noktayı gösteren akılalmaz örneklerden biri oldu.