Prof Dr. Canan Karatay, günümüzde birçok insanın mustarip olduğu kabızlık probleminin, neyden kaynaklı olarak tetikleneceğini, önüne geçilmek için neler yapılabileceğini anlattı.
Ülkemizde kabızlığın sessiz ve sinsi bir pandemi olduğunu lisana getiren Prof. Dr. Canan Karatay, “Kabızlık çok değerli bir belirtidir. Çok değerli. Kabızlık; bedenimizdeki saat üzere işleyen sindirim sistemimizin bozuk olduğunu aksadığını göstermektedir. Çocukluğundan beri kabız olanlar da var. Kabızlık sahiden bağırsaklarda birtakım bozuklukların olduğunun bir göstergesi. Başta kabızlık diyoruz. Ancak yalnız kabızlık değil. Kabızlık, ishal, kolitler, gaz olması, karın şişmesi, mide bulantısı olması, geğirme, gaz çıkarma, ağzımıza asit gelmesi ve reflü. Hepsi birebir şemsiyenin altında bir bozukluktur. En büyük sebep yetersiz su içmek ve mineralsiz kalmak. İkincisi, bunların en kıymetli sebeplerinden biri de kullandığımız yiyecekler. Yiyeceklerin bozuk olması. Sanayi yiyecekleri olması. Makus yağların olması. Alışılmış ki şeker ve de glüten. En tatlı zehirdir demiştik şeker içim. Glüteni de biliyoruz ama onu daha ayrıntılı ileride anlatacağız. Tıpkı vakitte ilaçlar. Yani ilaçların da başında biliyorsunuz antibiyotikler, antidepresanlar geliyor. Mide ilaçları da maalesef bunu yapıyor. Ağrı ilaçlarının birçoğu da bunu yapıyor. Bunların hepsi bir büyük bir faktör olarak önümüze çıkıyor.” dedi.
Kabızlık Bağırsaklardaki Mikrobiyomları Etkiler
İnce ve kalın bağırsaklarımızda sindirime yardımcı olan birçok enzimin üretildiğini söyleyen Prof. Dr. Canan Karatay, “İnce bağırsak bir beşerde ortalama yedi metre uzunluğundadır. Kalın bağırsağımız da bir buçuk metredir. Bütün olarak yalnız bağırsaklar sekiz metre. Lakin olay yalnız bağırsaklar değil efendim. Ağzımızdan itibaren popomuzun sonuna kadar olan bir tüp düşünün Bu tüp gerçekten hareket eden bir tüp. Kas dolu bir tüp. Kas ve yağ dolu bir tüp. Ve kimi yerlerde de genişlemeler oluyor. Mide de genişleme var. Safra kesemizde genişleme var. Kör bağırsak dediğimiz kısımda da genişlemeler var. Temel kıymetli olan ince bağırsaklarımızın uzunluğu ve de içinde bulunan mikrobiyomlardır. Kalın bağırsakta da, ince bağırsakta da, midede de, ağızda da mikropbiyomlar var. Zati daha da evvel de söylemiştik. Cildimizde de mikrobiyomlar var. Mesanemizde de mikrobiyomlar var. İdrar yollarımızda da mikrobiyomlar var. Doğum kanalımızda da mikrobiyomlar var. Bunları sağlıklı tutmamız gerekiyor. Biz bunlarla senelerce yaşıyoruz.” diye konuştu.
Prof. Dr. Canan Karatay: “İyi Mikrobiyomlar Olduğu Üzere Makûs Mikrobiyomlar Da Vardır”
Vücudumuza yeterli gelen mikrobiyomlar olduğu üzere, makus gelen ve hastalık yapan mikrobiyomların olduğunu da lisana getiren Prof. Dr. Canan Karatay şunları söyledi, “Kötü kolesterol diyoruz ya. Hiç alakası yok. Kolesterol bir tanedir. Hepsi yeterlidir. Ancak mikrobiyomlar o denli değil efendim. Bu sağlıklı mikrobiyomların oranıyla, makus hastalık yapan mikrobiyomların oranı bozulduğu vakit. Kötülük yapan mikrobiyomların sayısı arttığı vakit bu söylediğimiz bütün kronik bağırsak hastalıkları ortaya çıkmaktadır. En büyük göstergesi de en başta yavaş yavaş sinsi olarak başlayan ve hiç bizim aldırmadığımız kabızlık. Hatta günde kesinlikle iki sefer çıkılması lazım iki kez yumuşak olarak, rahat olarak ıkınmadan çıkılması lazım. Günaşırı yahut her gün ıkınarak çıkıyorsak o da kabızlığın başladığını göstermektedir. Mutfak çöpümüzü her gün dışarı attığımız üzere düşünmeliyiz. Bedende kaldığı vakit bedendeki bu mikrobiyomlar da bozuluyor. Birebir vakitte toksinler bedende birikip kalıyor. İnce bağırsağın içerisinde mikrobiyomlar vardır. Birebir vakitte çok kıymetli olan bir olay da bağırsakla beyin ortasındaki münasebettir ve bağırsakla beyin ortasında fevkalade bir bağlantı vardır. Düzgün ve istikrarlı bağlantı olduğu vakit beden saat üzere olur ve çalışır.” (BSHA- Bilim ve Sıhhat Haber Ajansı)
