Son yıllarda hazır besin tüketiminin süratle arttığını belirten Uzman Diyetisyen Veysel Ciğerli, “Dünyada olduğu üzere Türkiye’de de hazır çorbalar var. Hazır çorbalar meskende yapılan çorbaya benzememektedir. Hazır çorbalar güç durumda kaldığımızda tüketilebilir. Vakit sorununuz yoksa materyallerini bildiğiniz, damak zevkinize uygun çorbalar yapabilirsiniz” dedi.
Ciğerli, “Hazır çorbaların içerisinde çok ender de olsa monosodyum glutamat yani çin tuzu vardır. Bu tuz, şahısta bağımlılık yapmaktadır. Öbür bir kahır ise hazır çorbalarda bulunan sodyum oranıdır. Meskende yaptığımız vakit çorbayı, tuz oranını istediğimiz ölçüde ayarlayabiliriz. Lakin hazır çorbalarda bunu ayarlamak mümkün değildir. Tüketilen hazır çorba ile birlikte bedenin sodyum oranını artırmaktayız. Sodyum oranının artması, kan basıncını yükselttiği üzere kalp ritmini de bozabilir. Bunun için mümkün epeyce konut tipi beslenmeye itina gösterilmelidir” diye konuştu.
Ramazan ayında uzun müddet aç ve susuz kalınacağı için yemeğe kesinlikle çorba ile başlanması gerektiğini kaydeden belirten Ciğerli, şunları söyledi:
“Çorba, ayrıyeten bedenimize sıvı girişini sağlar. Hazır çorba yerine konutta yapılan az tuzlu çorbaları tercih etmeliyiz. Kimi yemeklerin günlük tüketilmesi uygun, kimi yemekler ise 2-3 gün buzdolabında bekletildikten sonra kullanılabilir. Zerzevat çorbaları da buzdolabında bekleyebilir. Lakin yoğurt, etli ve tavuklu çorbalar günlük olarak tüketilmelidir. 12 saati geçmemesine ihtimam gösterilmelidir. Posalı çorbaları tüketmek, kalın bağırsak açısından değerlidir. Mercimek ve ezogelin çorbası, posa bakımından hayli zengindir.”